Dergahçılık ne değildir?

dergah


1. Ben değil Sen:
Aslolan dergaha gelendir, bin yıllık geleneğimizde gelenin hazır olması elzemdir. Neye hazır olması: duymaya, görmeye, paylaşmaya hazır olması. Ancak bu eşik aşılırsa gelen bir özne olarak var olabilecektir. Gelen hazır olana kadar sabretmek şarttır:
"Yaradılanı hoş gördük Yaradan'dan ötürü."

2. Tavırlı Olmak:
İhtiyacından, merakından veya bir şekilde başka bir sebepten dolayı dergaha gelmiş olana "şucusun bucusun" tavrı yapılmaz.
"İyilik yap denize at, balık bilmezse halık bilir."

3. Gelene Hâl Sorulmaz:
Bir şekilde ihtiyacından, merakından veya başka bir sebepten dolayı dergaha gelmiş olana hal sorulmaz. Bir doktorun gelenleri bekleme odasına alması gibi, gelen bekleme odasına alınır ve beklenir; ta ki gelen hazır olana kadar.
"Kim olursan ol yine gel, burası umutsuzluk dergahı değildir."

4. İkramdan Sual Olunmaz:
Bu arada yapılan hizmetlerden, verilen destekten, yedirilen yemekten sual olunmaz. Sual olunan her yardım Allah indinde hesaptan düşer.
"...başa kakıp eziyet etmek sûretiyle sadakalarınızı boşa çıkarmayın." (Bakara 264)

5. Kalender Olmak:
Gelenin durumu görülür, hali sezilir, yaklaşım ona göre belirlenir.

6. Futbol Kulübü Değil Dergah:
Dergaha gelen ne kulübe yazılacak üye, ne din enjekte edilecek cahil, ne de kendine grup arayan bir kopuktur. Basit olarak gelen Allah misafiridir ve Allah'ın misafiri kabul edilir. Eve gelen misafire nasıl davranılırsa, dergaha gelene de öyle hatta daha misli davranılır.

7. Fırkayı Naciye'nin Şubesi Değil Dergah:
Allah her şeyin Rabbidir; Kamçatka bölgesinin soğuk ve karanlık ormanlarında dolaşan ren geyiklerinin, eski İpek Yolu’nun terkedilmiş ıssız şehirlerinin sokaklarında turlayan çöl tilkilerinin, Çin’in en büyük şehrindeki çarşının tam ortasında alışveriş yapan orta yaşlı kadının, New York’un borsa binasında boğa sezonunun keyfini süren brokerin, gemisi fırtınalarda dalgalarla boğuşan denizin ortasındaki yeni yetme kaptanın… Allah her sıfatın ve her öznenin Rabbidir. Herkesin, her anın ve her şeyin Rabbidir.
Sadece senin değil, sadece benim değil, sadece onun değil, hepimizin her anımızın ve her halimizin Rabbidir.
Düşenin Rabbidir, düşenin elinden tutanın Rabbidir. Dergahta bekleyen dervişin Rabbidir, dergaha gelen misafirin Rabbidir.
Rabbi Allah olana kibir olmaz. Senin varlığın gerek değil, yokluğun sebep değil, ancak görebildiğin, yapabildiğin, verebildiğin kadar değerlisin Allah katında.
Dergahta amaç hizmettir, hizmetin sınırı bellidir: halka hizmet halka hizmettir.
Allah’ın vaadi açıktır; ne gönderirseniz onu bulursunuz. Durum nettir; üstünlük ancak takvadadır.



Mutlu Akgün
Istanbul


Comments